NEW YORK’UN ÇIĞIR AÇICI GÖKDELENİ : FLATIRON
Gökdelenler şehri New York’a yapılan ilk gökdelenlerden biri olan Flatiron, şehrin önemli simgelerinden biridir. Madison Meydanı’nın hemen yanında bulunur. Bina 1902 yılında yapılmıştır ve şekli “ütü” gibi olduğunu için “Flatiron” ismini almıştır.
Binanın bulunacağı alan 1850 yılında Amos Emo tarafından satın alınmış. Amos Emo bütün hayatı boyunca burayı satın almak isteyenlerle uğraşmış ancak hiçbir şekilde satmamıştır. Ölümünün ardından oğlu William Emo paranın gücüne daha fazla dayanamayıp burayı satışa çıkarmıştır. Yeni sahipleri Fuller Company, bu alanı Daniel Burnham ve Frederick Dinkelberg’e teslim etmiş ve bugünkü 22 katlı, 86 metre uzunluğundaki Flatiron binasının temelleri atılmıştır. Döneminde çelik iskelet kullanılarak inşa edilen ilk binadır. Düzgün olmayan bir alanda neler yapılacağını gösterip çok büyük bir başarı kazanmışlardır.
Flatiron binası döneminde gerici bir tarz olarak değerlendirilmiş. Binanın cephesi gotik ve rönesans sanatının mimariye yansımalarını, yaratıcı ruhlarını taşır. Ayrıca binanın son katı, yunan sütunlarından oluşur. Değeri ancak ilerideki yıllarda anlaşılmış. Bina ilk yapıldığında üçgensi yapısının rüzgara dayanamayacağı düşünülüyordu. Hatta bu binada işyeri olan bir dişçinin rüzgardan deprem gibi sallandıkları söylenir. Ancak geçen yıllarla New York’un simgesi olarak sapasağlam kalmaya devam etti.
Flatiron binası, 1979 yılında “Ulusal Tarihi Öneme Sahip Eser” olmuştur.Günümüzde ofis ve iş merkezi olarak hizmet vermeye devam etmektedir. Binanın olduğu bölge de binanın kendi adıyla anılmaya başlamıştır.Bugün bölgeye gelen bir çok turist için muhteşem bir mimaride olan efsanevi bir binadır.